Glasgow’un medarı iftiharlarından İskoçyalı Mimar, Tasarımcı ve Sanatçı Charles Rennie Mackintosh’un 1902-1904 yıllarında, Yayıncı Walter Blackie’nin Helensburg’taki evi için özel olarak tasarladığı ‘The Hill House’ sandalye, kült tasarımlar arasındaki yerini çoktan aldı bile
Çok az tasarımcı, yıllar sonra bile hala üretilen zamansız ürünler yaratma şansına sahip. Birçok insan tarafından ‘sırtı uzun sandalye’ olarak tarif edilen ‘The Hill House’ sandalye de bu mertebeye ulaşmış nadir örneklerden biri.
Charles Rennie Mackintosh imzası taşıyan ‘The Hill House’ sandalye, Gotik mobilya anlayışının modernize edilmiş hali olarak nitelendiriliyor. Mackintosh’un işlevsel bir mobilya olarak değil, sadece bir dekorasyon öğesi gibi tasarladığı bu sandalye, İskoçya’nın kuzey sahil şehri Helensburg’da, yine Mackintosh’un kendisi tarafından inşa edilen ve günümüzde İskoçya mimarisinin en güzide örneklerinden biri olarak nitelendirilen ‘The Hill House’ için özel olarak tasarlanmış. Yapının içerisinde bulunan ana yatak odasında, iki pencerenin ortasındaki boşluğa ve iki dolabın arasına yerleştirilen bu sandalyeler, asla oturmak için değil, en fazla şapka ve eldivenlerin konulması için yapılmış.
Sanayi devrimi sürecinde İskoçya’ya yaşayan Mackintosh’un mimari ve ürün tasarımlarındaki Asya etkileri, tıpkı bu sandalyede olduğu gibi, her daim ön planda olmuş. Her ne kadar Mackintosh teknolojik gelişmelerle paralel gelecekten ilham alan tasarımların üretildiği ve modern mimarinin ilk örneklerinin verildiği yıllarda modern tasarımın öncülerinden biri olarak nitelendirilse de, asla şimdiki zamandan kopamamış. Mackintosh’un, İskoçya’da geçen çocukluğundan ve Art Noveau’dan da etkilenen tarzının sembolü haline gelen bu sandalye, Avrupa merkezli tasarımın revaçta olduğu yıllarda büyük ilgi uyandırmış. Baronları ile meşhur kuzeydeki bir garip ülkenin, tam da bütün Avrupa’nın işlevsel tasarımlara yöneldiği bir çağda, ‘The Hill House’ sandalye gibi perspektife dahi izin vermeyen sırt kısmı ile kullanıcıya kısıtlı hareket imkanı sağlayan bir ürüne ilgi duymasının traji-komik olduğunu itiraf etmek gerek.
Ahşap kısımları dişbudak ağacından üretilen sandalyenin ebatları, 41x39x141 cm. Oturma kısmı arzuya göre deri veya kadife ile kaplanabiliyor. Cassini firması tarafından üretilmeye devam eden ‘The Hill House’ sandalyenin orijinali, hala aynı yatak odasında görülebiliyor.
Tasarımcı Maarten Baas, New York’un ünlü tasarım mağazalarından Moss için hazırladığı ‘When There’s Smoke’ isimli sergide, ‘The Hill House’un da bulunduğu bir grup kült tasarımı yaktı.
22 Aralık 2011 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder